hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Yıldırım’a acıyan Fenerliler daha önce nerdeydi?

    Yıldırım’a acıyan Fenerliler daha önce nerdeydi
    expand

    Milliyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş köşesine futboldaki şike skandalını taşıdı ve şu soruyu sordu: Aziz Yıldırım’a acıyan Fenerliler daha önce nerdeydi?

    İşte o yazı:

    Fenerliler haklı olarak Aziz Yıldırım’a yapılan muameleye isyan ediyor. Şike iddiaları ciddi ama Aziz Yıldırım sadece şike değil ‘silahlı suç örgütü yöneticiliğiyle’ suçlanıyor. Ciddi bir kalp sorunu olduğu her halinden belli olan adamcağız adliye, karakol, hastane arasında oradan oraya pinpon topu gibi sürüklendi. Henüz iddialar kanıtlanmamış olmasına karşın bütün dosya medyaya çarşaf çarşaf servis edildi. Soruşturmanın sonucunda şikeyle ilgili nasıl bir tablo çıkar bilemiyorum ama Yıldırım kamuoyunda çoktan infaz edildi.

    Geçen hafta bu duruma itiraz eden Cengiz Çandar, yapılanları ‘28 Şubat tarzı’ bir ‘psikolojik harekâta‘ benzetti. İsmet Berkan polisin operasyonu kamuoyuna pazarlama şeklinden rahatsız. Başbakan’ın danışmanı İbrahim Kalın bile zanlıların gözaltına alınışını ‘garabet’ diye nitelendiriyor.

    Ve Fenerliler de ‘hukuksuz‘ buldukları bu uygulamalar karşısında isyanda. ‘İleri demokrasi bize mi patladı?’ diyorlar.

    Hayır, size patlamadı. İleri demokrasi sizden önce gazetecilere, hâlâ suçunu bilmediği halde yıllardır hapiste olan Ergenekon sanıklarının bazılarına, son derece koordineli bir medya operasyonuyla gözaltına alınan KCK tutuklularına ve (bir bölümü) sadece imzasız bir Word dokümanında adı yazdığı için apar topar gözaltına alınan Balyoz sanıklarına patlamıştı. Ama sizler fark etmediniz.

    Şimdi hukukun üstünlüğü ve özel yetkili mahkemelerden şikâyet eden Fenerliler, Nedim Şener, Ahmet Şık ve diğer gazeteci arkadaşlarımız bir bilgisayar virüsüyle gelen ne idüğü belirsiz ‘Ergenekon Ulusal Medya’ isimli bir doküman nedeniyle tutuklanınca, ıslık çalarak havalara baktılar. 28 Şubat’lara gitmeye gerek yok. Taraf gazetesinde çarşaf çarşaf çıkan Balyoz senaryolarının ‘bir kısmının’ 2003’teki o seminerde konuşulmadığı, 2008 yılından sonra üretildiği ortaya çıktığında, kimsenin kılı kıpırdamadı.

    KCK tutuklularını anlatmaya başlarsam, yer kalmaz.
    İnanın şu anda hâlâ içerde olan Ergenekon, Balyoz, KCK sanıklarından bazıları (hepsi değil tabii; niyetim bu davaları tümüyle önemsizleştirmek değil) Aziz Yıldırım’la ilgili sunulan delillerin çok daha azı nedeniyle hapiste.
    Diyeceğim şu: Hukuk bir gün herkese lazım. Türkiye’de delil toplama, soruşturma ve özel mahkeme süreçleri sorunlu. Nokta.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow